Kutsal metinler, insanlık tarihinin en eski yazılı belgeleridir ve birçok dinin temelini oluşturur.  Ancak Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerim’de birçok ayette bahsi geçen Nuh Tufanı aslında kutsal metinlerden çok önce Sümer, Akad, Babil, Yunan, Çin ve daha bir çok  antik metinde işlenmiştir.

Bu yazıda, Nuh Tufanı’nın antik dönemde nasıl anlatıldığına  odaklanacağız.

Nuh Tufanı’nın Kökenleri

1872 yılı  ve aylardan Kasım. Britanya Müzesinde bilim adamı kırık dökük kil tabletleri arasında çalışmaktadır.  Ölümsüzlüğü arayan bir adam ile dünya çapında etkileri olan sel felaketi ve o selden gemi yaparak kurtulan başka bir adamın hikayesini okumaktadır. İlginç olan şudur ki; kutsal kitaplarda geçen ve Nuh Tufanı’na benzeyen bu hikaye, kutsal metinlerden çok eski bir dönemde geçmektedir.

Tozlu müze masalarında kil tabletleri çözmeye çalışan çivi yazısı uzmanı George Smith, dünya tarihinin en eski destanı olan Gılgamış (Gılgames) destanını günümüzle buluşturmuştur. Şimdi bu tozlu masaların günümüze neler taşıdığına bakalım.

Sümer Tabletleri ve Gılgamış Destanı

George Smith’in kısa ömründe bize kazandırdığı Gılgamış Destanı, MÖ 3. binyılda Sümerler tarafından yazılan bir destandır. Bu destan, Sümer şehir devletlerinden Uruk kralı Gılgamış’ın maceralarını anlatır. Tanrı Anu’yu kızdırıp dikkatleri üzerine çeken Gılgamış, kadim dostu Enkidu’nun ölümü üzerine ölümsüzlük arayışına girmiş ardından ölümsüz olduğu söylenen ve bir sel felaketinden sağ salim çıkan Utnapiştim’i bulmuştur. Utnapiştim ölümsüzlük iksirini arayan Gılgamış’a başından geçen tufan hikayesini  ve büyük bir gemi inşa ederek hayatta nasıl kalmayı başardığını anlatmıştır.

Babil Metinleri ve Atra-hasis

Başka bir medeniyet Babil’de ise Nuh karşımıza Atra-hasis olarak çıkmaktadır. Babil’in Atra-hasis destanında M.Ö. 1700’lerde tanrı Enki ve Enlil bir türlü uzlaşamamaktadır. Tanrı Enlil, insanların yüksek seslerinden rahatsız olmuş ve insan ırkını azaltmaya karar vermiştir. Enlil’in bu kararını işiten Enki insanları kurtarmak için bilge Atra-hasis’e gizlice bilgi verir ve görkemli bir gemi yapmasını ister. Böylece insan ırkı Enlil’in öfkesinden kurtulur ve yeni bir dünya kurar.

Nuh Tufanı ve Diğer Kültürlerdeki Benzer Hikayeler

Nuh Tufanı hikayesi, sadece Sümerlerin değil, aynı zamanda diğer birçok kutsal metinde de yer alır. Örneğin, İncil’de Nuh’un hikayesi Matta, Luka, İbraniler, Petrus ayetlerinde geçer ve Yahudi ve Hristiyan inancının temel taşlarını oluşturur. Ayrıca, Kuran-ı Kerim’de özellikle Ankebut, Azhab, Saffat, Mü’min, Nuh gibi daha bir kaç surede daha tufanı ayrıntılı anlatır.

Bu benzerlikler, farklı kültürlerin aynı temel hikayeye sahip olabileceğini gösterir. İnsanlık tarihinin erken dönemlerinde, felaketlerin ve doğal afetlerin insanların zihninde derin izler bıraktığı düşünülmektedir. Bu nedenle, tufan hikayeleri birçok kültürde ortaya çıkmış olabilir.

Sonuç

Kutsal metinlerden önce Nuh Tufanı hikayesi, Sümer tabletlerindeki Gılgamış Destanı’nda, Babil’de ise Atra-hasis destanı olarak karşımıza çıkar. Bu destanlar, farklı isimlerle Nuh’un tufandan kaçışını anlatırken, aynı zamanda insanlığın doğayla olan ilişkisini ve tanrıların öfkesini de sorgulamaktadır. Nuh Tufanı hikayesi, farklı kültürlerde benzer şekillerde anlatılan bir mit ve inanış olduğunu gösterir ve insanlık tarihinin ortak bir hafızası olduğunu hatırlatır.

Yorumlar

“Kutsal Metinlerden Önce Nuh Tufanı: Sümer Tabletleri ve Gılgamış Destanı” için 2 yanıt

  1. Sibel Keskin avatarı
    Sibel Keskin

    Oldukça ilginç bir konu teşekkürler 👍

  2. Nurdan Özsoy avatarı
    Nurdan Özsoy

    İlgi çekici bir yazı 👍

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir