D vitamini güneş ışığından alınan bir vitamindir. Vücudun birçok fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan vitaminlerden olan D Vitamini diğer vitaminlere göre biraz farklılık göstermektedir. Yağda eriyen D vitamini yağda çözünür. En büyük özelliği ise uzun süre vücutta depolanabilir olmasıdır. D 2 ve D3 olmak üzere 2 çeşidi vardır.
D Vitamini Kaynakları Nelerdir?
Vücudun birçok farklı fonksiyonunu yerine getirebilmesi için D vitaminine ihtiyacı vardır. Vücudumuz için bu kadar gerekli olan D vitamininin nereden alınacağı ise merak konusudur. İnsan sağlığı üzerinde bu derece etkisi olan D vitamini pahalı ilaçlar şeklinde olur diye düşünenler de olabilir. Fakat D vitamininin en iyi kaynağı güneştir. Her ne kadar bizim ülkemizde güneş sıkıntısı çekmesek bile uzmanlar bu konu ile ilgili çok hassas olmamızı önermektedir. Bizim de bu uyarıları dikkate alarak gereken hassasiyeti göstermemiz gerekmektedir. Güneşin en çok ve yoğun olduğu mevsimlerde yani bahar ve yaz aylarında günde en az 20-25 dakika kadar yüzümüzü, kollarımızı ve bacaklarımızı güneş görecek şekilde güneş altında beklersek günlük D vitamini ihtiyacımızı karşılamış oluruz.
Tıp dilindeki adı kalsiferol olan D vitamini insan vücudunda karaciğerde depolanır.
Calciferol D vitamini değerleri düşük kişiler tarafından kullanılan D vitaminini tablet halidir. Unutulmaması gereken önemli bir konu özellikle çocuklar için doktor onayı olmadan D vitamini ilacı kullanmak çok sakıncalıdır.
Günde 20 dakika güneş alarak temin edebileceğimiz D vitamininin en fazla bulunduğu sebze ve meyveler şunlardır:
Süt ve süt ürünleri, tereyağı, balık çeşitleri, yumurta sarısı, karaciğer, patates, maydanoz, mantar, yonca, ısırgan otu, yulaf, balık yağı.
D vitamininin en çok bulunduğu güneşten yeteri kadar faydalanamadığımızda D vitamini açığını besinler yoluyla almak gerekmektedir. İnsan vücudu kusursuz şekilde yaratılmış bir sistem işleyişine sahiptir. Bir makinadaki sistem kadar nettir kurallar. Sağlıklı ve kaliteli yaşamak için bazı kurallara uymamız gerekmektedir. Yediğimiz içtiğimiz gıdalar gereğinden ne az tüketilmelidir ne de fazla tüketilmelidir. En gerekli vücut için olmazsa olmaz dediğimiz herhangi bir maddeyi, vitamini ya da minerali hatta suyu bile gereğinden fazla tükettiğimizde sağlığımız bozulur.
İşte bahsettiğimiz bu mükemmel sistem olan vücudumuzun sistemi hep mükemmel gitsin yani sağlıklı olalım istiyorsak, elbette bizim de yapmamız gereken bir şeyler var demektir.
İnsan hayatı önemlidir. Önemli olan hayatımızı sağlıkla geçirmektir. Sağlıklı bir ömür sürebilmek için belli başlı bazı kurallara uyarsak hem mutlu hem sağlıklı yaşayabiliriz. Sağlıklı yaşamın altın kuralları diyebileceğimiz kurallar şunlardır:
- El, beden ve çevre temizliğine önem göstermek.
- Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen göstermek.
- Düzenli yaşamak ve düzenli uyku.
- Zararlı maddelerden ve bağımlılık yapan her şeyden uzak durmak.
- Fiziksel hareketler yapmak, günümüzde insanlar maalesef gittikleri her yere kısa mesafe bile olsa arabayla gidiyorlar. Telefon ve bilgisayar da geçirilen süreler arttığından hareketsizlik tamamen artmış oluyor. Elimizden geldiği kadar hareket etmeye çalışırsak sağlıklı yaşamımıza katkı sağlamış oluruz. En azından merdivenleri inip çıkmak gibi ya da günde yarım saat yürüyüş yapmak gibi fiziksel bir aktivite ile uğraşabiliriz.
- Evimizin her yerinde ama özellikle mutfakta hijyen kurallarına uymak.
- Zamanımızı düzgün değerlendirmeyi öğrenmek.
Sayılan bu kuralları eğer hayat felsefemiz haline getirip düzgün bir hayat sürmeye çalışırsak birçok sıkıntının üstesinden gelmek daha kolay olacaktır.
D Vitamini Oranı Kaç Olmalı?
D vitamini her yaştaki insan için çok gerekli ve önemli bir vitamindir. Her insanın D vitaminine olan ihtiyaç düzeyi farklıdır. D vitamini ihtiyacı özellikle çocuklarda hamilelerde kanser tedavisi gören kanser hastalarında ve diğer kronik rahatsızlığı olan insanlarda biraz daha fazla olmaktadır. D vitamini olan ihtiyaç düzeyinin belirlenmesi gerekmektedir.
Sağlıklı bir yetişkin insanda en az D vitamini düzeyi 40 NG/ML, en fazla D vitamini düzeyi ise 100 NG/ML olmalıdır.
Kronik hastalarda en az D vitamini düzeyi 50-100 arası olmalıdır. Kronik hastalarda en fazla D vitamini düzeyi 100 olmalıdır.
En fazla D vitamini düzeyin 100 olmalıdır. Verdiğimiz bu rakamlar bir genellemedir. Olarak değişiklikler gösterebilmektedir.
D vitamini yüksekliği ve düşüklüğünün nedenleri
D vitamininin en büyük kaynağının güneş olduğunu biliyoruz. Güneşten alınan D vitamininin hiçbir yol ile başka şekilde alınamadığını da biliyoruz. D vitamini eksikliğinin artmasının nedenleri şunlardır; güneş ışığından yeteri kadar yararlanamamak, fazla kilolu olmak, tek yönlü beslenmek (vejetaryen türü beslenme alışkanlıklarına sahip olmak, D vitamini eksikliğine yol açabilmektedir)
D Vitamini Ne İşe Yarar?
Kalsiferol ya da bilinen adı ile D vitamini çocukların büyümesinde katkısı olan bir vitamindir. D vitamini içeren besinler ne kadar tüketilirse tüketilsin kesinlikle D vitamini düzeyine yeterli gelmeyecektir. En doğrusu D vitaminini kaynağından yani güneşten almaktır. D vitamini güneşten almak gerekir derken saatlerce güneşin altında kalmaktan bahsetmiyoruz elbette. Güneşin altında saatlerce kalmak, UV ışınlarının ciltle temasını arttıracağı için başka türlü sorunlar ve sıkıntılara yol açabilir. Bu nedenle açık tenli insanların güneşte 15 – 20 dakika kalmaları, koyu ten rengine sahip insanların ise bu süreyi biraz daha esneterek maksimum 30 dakikaya kadar güneş ışığı altından kalmaları tavsiye edilmektedir.
D Vitamini Fazlalığı
Toplumumuzda insanlar D vitamininin faydalarını öğrendiklerinde vitamin alma işini biraz abartarak gıdalar yoluyla almanın ötesinde vitamin hapları şeklinde satılan D vitamini olarak almaya başlamışlardır. Aslında D vitamini testi yapılmadan, doktor onayı olmadan kendiliğimizden gidip vitamin bile olsa herhangi bir şekilde ilaç almak zaten çok sakıncalı bir durumdur. Bütün hastalıkların tek nedenini D vitamini eksikliğine bağlayarak D vitamini ampulü gibi ürünleri kullanmaktadırlar. D vitamininin özelliği gereği zaten insan vücudunda üç dört ay yetecek kadar depolanabilmektedir. Bir de bunun üzerine bilinçsizce fazla alınan D vitamini hapları vücuda zarar verebilir. Gereksiz ve yüksek dozda alınan D vitamini ampulü bir süre sonra kalsiyumu yükseltecek böbreklerde kalsiyum çökmesi oluşturabilecektir. Kalsiyum düzeyinin yükselmesine ek olarak iştahsızlık halsizlik kabızlık gibi istenmeyen rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Ülkemizde bir dönem çocuklarda gereksiz yere kullanılan D vitaminlerinin zehirlenmelere yol açtığı da bilinmektedir.
Çocuklarda D Vitamininin Yanlış Kullanımı
Kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürebilmek için verdiğimiz kurallar uygulandığında zaten abartılı bir şekilde vitamin almaya gerek bile kalmayacaktır.
Bir dönem ülkemizde yaşanan D vitamini zehirlenmesi birçok insan üzerinde kalsiyum çökmesi ne bağlı olarak kalıcı zararlara neden olmuştur. Görülen bu D vitamini zehirlenmesinin nedeni ise 2 yaşındaki çocukların erken yürümesi için verilen ya da erken diş çıkartmaları için verilen gereksiz D vitaminleri olmuştur. D vitamininin oysa erken yürüme b diş çıkarma üzerine hiçbir etkisinin olmadığı bilinmektedir. D vitamini eksikliğinin raşitizm yani kemik hastalığına yol açtığı bilinen bir gerçektir. Vitamin eksikliği değildir bilmeden D vitamini vermek son derece yanlıştır. Bu sebeplerden dolayı, D vitaminleri de dahil olmak üzere, ek vitamin takviyeleri doktor onayı alındıktan sonra kullanılmalıdır. Aksi halde vücutta birçok istenmeyen komplikasyon gelişme ihtimali vardır.
Bir yanıt yazın